İnşaat Sözleşmelerinde Kritik Noktalar
Tarafların Şekle Bağladığı Sözleşmelerde Değişiklik Sorunu

Uygulamada sık karşılaşılan bir durum:
Taraflar, para karşılığı bir inşaat sözleşmesini, kanunen herhangi bir şekle tabi olmamasına rağmen, kendi iradeleriyle noterde düzenleme şeklinde yapma şartına bağlamaktadır.

Bu noktada TBK m.17 devreye girer:
“Kanunda şekle bağlanmamış bir sözleşmenin taraflarca belirli bir şekilde yapılması kararlaştırılmışsa, belirlenen şekilde yapılmayan sözleşme tarafları bağlamaz.”

Bu hüküm, yalnızca sözleşmenin kuruluş anı bakımından bağlayıcılık doğurur.
Peki ileride, örneğin sözleşme bedelinde bir değişiklik yapılmak istenirse ve bu değişiklik noterde değil, taraflar arasında yazılı olarak yapılırsa…

➡ Bu değişiklik geçerli olur mu?
Bu sorunun cevabı için TBK m.13 dikkate alınmalıdır:
“Kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de yazılı şekle uyulması zorunludur. Ancak, sözleşme metniyle çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır. Bu kural, yazılı şekil dışındaki geçerlilik şekilleri hakkında da uygulanır.”

Burada kritik olan, sözleşmeye ilişkin şekil şartının kanundan mı, yoksa taraf iradesinden mi kaynaklandığıdır:
Şekil şartı kanundan kaynaklanıyorsa, sözleşme değişikliklerinin de aynı şekle tabi olması zorunludur.

Şekil şartı tarafların iradesiyle getirilmişse, bu kural olarak yalnızca sözleşmenin kuruluşu açısından bağlayıcıdır.
Değişikliklerin de aynı şekilde yapılacağı ayrıca ve açıkça kararlaştırılmadıkça, bu şekil şartı, sonradan yapılan değişiklikler açısından geçerlilik şartı haline gelmez.

Uygulamada dikkat edilmesi gereken bir ayrım:
Taraflar sözleşmeye açıkça, sözleşmede yapılacak değişikliklerin de noterde yapılması gerektiğini yazmışlarsa, bu durumda şekil şartı değişiklikler açısından da bağlayıcı hale gelir.
Ancak sözleşmede yalnızca ana metnin şekle tabi olacağı belirtilmiş ve değişiklikler hakkında ayrıca bir düzenleme yer almamışsa, sonradan yapılan değişikliklerde aynı şekil şartına uyulması aranmaz.
Fikret Eren de Borçlar Hukuku Genel Hükümler Şerhi (Cilt 1, s. 544 ve 585)’te bu yönde değerlendirme yapmaktadır.

Sonuç:
İradi şekil şartı, kural olarak yalnızca sözleşmenin kuruluşunu kapsar.

Değişikliklerin de şekle tabi olacağı öngörülüyorsa, bunun sözleşmede açık ve özel şekilde kararlaştırılmış olması gerekir. Aksi halde, şekil şartı sonradan yapılan değişiklikler açısından bağlayıcılık taşımaz.

Bu ayrım, özellikle ek protokollerin geçerliliği bakımından uygulamada doğrudan sonuç doğurur.